Postpartum
Doğum sonu dönem, kadının psikiyatrik hastalıklara özellikle postpartum depresyona en fazla yakalanma riski taşıdığı dönemdir. Doğum sonrası (postpartum) depresyonu doğum yaptıktan sonraki süreçte oluşan bir depresyondur. Postpartum depresyon doğumdan sonraki ilk 4 hafta içinde başlamakla birlikte ilk 3-6 aylar içinde de başlayabilmekte, uzun yıllar sürebilmektedir. Bazen hamilelik döneminde de başlayabilir ancak doğum sonrası depresyonu denilebilmesi için, doğumdan sonra da sürmesi gerekir.
Doğum sonrası depresyonu oldukça yaygındır ve görülme sıklığı ülkemizde yapılan çalışmalarda %19-36 arasında bulunmuştur. Gerçek rakam aslında bundan daha fazla da olabilir. Bu durumun başlıca nedenleri arasında birçok kadın bu konudaki duygu ve düşüncelerini başkaları ile paylaşmaması, kadının negatif duygularından dolayı kendini yalnız hissetmesi ya da utanması, yeni doğan bebeğin verdiği heyecanla yakınmalarını dile getirememesi olabilir. Çoğu kadın sorunlarını depresyon olarak algılamaz, yine çoğu bu konuda destek arayışına girmez.
Doğum sonrası depresyonu, doğumun en yaygın komplikasyonlarındandır, kadınları ve ailelerini etkileyen önemli bir halk sağlığı sorunu olarak kabul edilmektedir.
Doğum sonrası depresyonun belirtileri arasında şunlar vardır;
- Doğumdan sonra tüm annelerin yaşadığı uyku eksikliği,
- İştah değişmesi,
- Aşırı yorgunluk/Enerjinin azalması
- Azalan libido
- Sürekli değişen ruh hali
- Üzgün hissetme, mutsuzluk, çaresizlik
- Fazlaca ağlamak veya ağlayamamak
- Kendini değersiz hissetme
- Suçluluk hissetmek
- İlginin azalması
- Ters ve kızgın hissetmek
- Bebeğinize duymak istediğiniz duyguları hissedememek
Tedavi edilmemiş doğum sonrası depresyon hem yeni anneler hem de çocukları için tehlikeli olabilir. Yeni bir anne şu durumlarda profesyonel yardım almalıdır:
- Belirtiler iki haftadan fazla sürdüğünde
- Normal hareket edemediği zaman
- Günlük durumlarla başa çıkamadığında
- Kendisine veya bebeğe zarar vermeyi düşünüyorsa
- Günün çoğunu aşırı endişeli, korkmuş veya panik halinde geçiriyorsa
Doğum sonrası depresyonu yalnızca kadını değil, kadının yakın çevresini de olumsuz etkilemektedir. Dolayısıyla ailenin desteği de oldukça önemlidir. Sosyal destek, stres verici durumları ortadan kaldırmasa bile kişilerin endişe ve çaresizlik duygusunu azaltmakta, stresle başa çıkmak için yeni yollar deneme konusunda daha istekli olmalarını sağlamakta, kişilerin kendine güvenini artırmakta ve stresin daha kolay tolere edilmesini sağlamaktadır. Sosyal çevreden alınan yardımın içeriği ne olursa olsun, kişinin çaresizlik duygusunu azaltır ve stresle başa çıkma konusunda kendine olan güvenini artırır.
Doğum sonrası depresyonun şiddetine göre (kognitif-davranışçı, interpersonal, psikodinamik, evlilik ve aile psikoterapileri), farmakolojik tedavi, hormonal tedavi, elektrokonvülsif (EKT) tedaviden yararlanılabilmektedir. Doğum sonrası depreyonunda, terapinin çok etkili olduğunu gösterilmiştir. Bazı kadınlar tedavi başladıktan sonra haftalar içinde kendilerini iyi hissederken bazıları ise bu durumu aylarca yaşayabilmektedir. Tedavi edilmeyen doğum sonrası depresyon ise, doğumdan sonra bir yıl süresince devam edebilmektedir. Tedavi edilmemiş doğum sonrası depresyonu hem yeni anneler hem de çocukları için tehlikeli olabilir.
KAYNAKÇA
http://www.ttb.org.tr/STED/sted0901/dogum.pdf
https://www.e-psikiyatri.com/dogum-sonrasi-depresyonu
http://www.selcuk.edu.tr/dosyalar/files/334/postpartum%20depresyon-k_%20marako%C4%9Flu.pdf