Ergen Ebeveyni Olmak
Ergenlik dönemi çocukluk ve yetişkinlik arasında bir basamaktır, her anlamda bir değişim dönemidir. İçerisinde fiziksel, bilişsel, duygusal, sosyal değişimleri içerdiği gibi kimlik gelişiminin de yaşandığı bir dönemdir.
Ergenlik dönemi kendi içinde belirsizliklerin ve hızlı değişimlerin olduğu bir dönemdir, ergen bu değişimler içinde kaygı duyar, güvensiz hisseder. Kurallar ve sorumluluklar bu noktada devreye girer. Ergen hayatı ile ilgili sorumlulukları alabildiğini gördükçe kendine yeten bir birey olma yolunda ilerleyebilir.
Anne-babalığın en zorlu sınavı ise ergenlik döneminde hak ve sorumluluklar arasındaki dengeyi kurmaktır. Anne-baba doğal olarak alıştığı, bildiği kuralları devam ettirmek isteye bilir. Oysa ergenin becerileri gelişmektedir. Bu nedenle yeni kurallara, haklara ve sorumluluklara ihtiyaç duyar. Anne-baba çocukluk dönemindeki tutumlarına devam ederlerse iki sonuç çıkabilir, bir her şeye itiraz eden, uyumsuz, asi bir ergen ya da büyümeyi erteleyen, becerileri gelişmeyen bir ergen… Bazen anne-babalar ergenlik döneminin hassas bir dönem olduğunu anladıkları için bazen de ergenin öfke ve tepkisinden uzaklaşmak için bu dönemde kuralları tamamen ortadan kaldırırlar. Böyle bir durumda ise sanılanın aksine ergen daha mutsuz ve hırçın olur.
Ergen, yaşamını çok hızlı ve çok yönlü bir biçimde etkileyen değişimlerle geçirirken, anne baba da değişen çocuğunu anlamak için uğraşır. Bu nedenle ergenle iletişim kurmak zorlayıcı olabilir. Bir ayağı çocuklukta, diğer ayağı yetişkinlikte olan ergen düşünüldüğünde çatışma yaşanması normal bir süreçtir.
Bu değişimlere rol ve beklentilerin belirsizliği de eklendiğinde ergen benzer olaylara yalnız farklı tepkiler değil, tam anlamıyla karşıt duygusal tepkiler de verebilir. Anne baba, kendilerinin yanlışını bulan, düzelten ya da ufak bir eleştiri karşısında öfkeyle karşılık veren ergenin bu tepkilerinin döneme özgü olduğunu anlayabilmelidir. Gerekli anlayışı ve desteği alamadığında davranışlarına kendi de mantıklı açıklama yapmada yetersiz olan ergen, içinde yaşadığı bunalımı öfke, memnuniyetsizlik, şiddet ve can sıkıntısı olarak yansıtacaktır. Dolayısıyla “beni anlamıyorsunuz”, ”bana karışmayın” diyen ergenin ifadelerinden rahatsız olmamak için aslında kendisini daha tam tanıyamadığını, kendisinden pek hoşlanmadığını anlamak yeterlidir.
Ailelere öneriler;
- Başkaları ile kıyaslamayın
- Karşılıklı inatlaşmayın
- Sorumluluk almalarına olanak tanıyın
- Dinleyin ve isteklerine saygı duyun
- Özel alanına saygı duyun
- Dürüst davranın
- Sınırları beraber belirleyin
- En önemlisi, sevginizi her zaman hissettirin.