Disosiyatif Kimlik Bozukluğu

Disosiyatif kimlik bozukluğu (DKB), kişinin kendi kimliğinin dışında “alter” denilen farklı kişiliklerinin de var olmasıyla karakterize bir bozukluktur. Çoklu kişilik bozukluğu olarak da adlandırılır. Kişinin esas kimliği bölünüp birden çok kişilik ortaya çıkar. Her bir kişilik, kendi davranış örüntüleri, bellekleri ve özellikleri ile oldukça karmaşık olabilir. Genellikle tüm kişiliklerin özellikleri birbirinden oldukça farklıdır. El tercihleri, sanatsal becerileri, yemek seçimleri, hastalıkları, alerjileri, ilgi alanları farklı olabilir. Örneğin bir kimliğin diyabet hastalığı varken diğer kişilik sağlıklı olabilir. Ya da ressam olan bir kimliğin yanı sıra diğer kimliklerin resim yeteneği yoktur. Bu farklılıklardan dolayı DKB’yi aynı bedende yaşayan birbirinden bağımsız kimliklerin varlığı olarak açıklayabiliriz.
Disosiyatif kimlik bozukluğu genellikle çocuklukta travma sonucunda başlar, yetişkinliğe kadar nadiren anlaşılır. Kadınlarda, erkeklerden çok daha fazla görülür. Disosiyatif kimlik bozukluğu genellikle baş ağrısı, varsanı, intihar girişimi ve kendine zarar verme davranışları ile beraber görüldüğü gibi kimlik yitimi, kendine yabancılaşma gibi diğer disosiyatif belirtilerle beraber de görülebilir.

Disosiyatif Kimlik Bozukluğu DSM-5 Tanı Kriterleri

A. Kimliğin iki ya da daha fazla farklı kişilik durumları ile (alter) bozulması ya da alterlere sahip olma durumunun, benlik kavramının süreğenliğinin, davranışların, duygudurumun, algıların, bilişlerin, belleğin ya da duyusal motor işlevselliğinin bozulması durumu. Bu bozulma başkaları ya da hastanın kendisi tarafından fark edilebilir.

B. Normal unutkanlığın ötesinde olan, önemli kişisel bilgilerin unutulması ve olayların hatırlanmasında boşlukların olması.

C. Belirtilerin genel olarak kabul edilen kültürel ya da dinî bir öğretinin parçası ya da madde kullanımı ve tıbbi bir durumla açıklanamayacak olması.

D. Çocuklarda semptomların hayalî oyun arkadaşlarına veya diğer düşsel oyunlara atfedilmemesi.

Disosiyatif kimlik bozukluğu tanısına göre, kişinin en az 2 tane birbirinden ayrı kişiliğe ya da altere, farklı var oluşlara, düşünce, duygu ve davranışlara sahip olması gerekir ve bu kişiliklerin de birbirinden habersiz olması ve farklı zamanlarda belirmesi gerekir. Alter kişiliklerin hepsi kayıp olan zaman diliminin farkındadır; diğerlerinin sesleri ise kime ait olduklarını bilmeseler de bilinçlerinde eko olarak yer alır.
Birey hangi kişiliğin kontrolünde ise kişinin aktivitesini ve doğasını o belirler. Birincil alterin kontrolünde olduğunda diğerlerinden tamamen habersiz olabilir ve ne yaptıklarına dair herhangi bir anısı olmayabilir. Genellikle tanı konulduğu zaman 2-4 arası alter bulunur ancak tedavi süresince diğerleri de belirebilir.
Neredeyse tüm DKB hastaları çocukluklarında istismara maruz kalmıştır. Çocukluk yıllarındaki ağır fiziksel ya da cinsel istismar nedeniyle disosiyatif belirtiler geliştirmişlerdir. Travma sonrası modele göre bazı bireyler, disosiyasyonu (bölünme, ayrılma) travma ile baş etmek için özellikle kullanmaktadır; bu da travmadan sonra bireylerin nasıl alter karakter geliştirdiklerine işaret eden önemli bir faktördür. Bulgulara göre, travma geçiren kişiler travmadan sonra psikolojik semptomlar geliştirmeye daha yatkındır.
DKB semptomlarının çoğu tedavi başladıktan sonra ortaya çıkar. DKB hastaları terapiye başladıklarında alterleri olduğundan genellikle haberdar değildir. Fakat terapi ilerledikçe alterlerinden haberdar olmaya başlarlar ve bildirdikleri alter sayısı gittikçe artar. Tanı almış DKB vakaları oldukça az olduğu için tedaviye yönelik kontrollü çalışmalar yoktur. DKB daha çok psikoterapi ile tedavi edilmeye çalışılır. Tedavide amaç, travma ile baş etmek için kişiliklerini bölmelerine gerek olmadığı konusunda kişilerin ikna edilmesi olmalıdır. Buna ek olarak, kişiye stresle daha etkili baş etmeleri konusunda yardımcı olunabilir. DKB’li kişiler, kendilerine zarar vermemeleri ve tedaviye daha yoğun bir şekilde başlanması için sıklıkla hastaneye yatırılmaktadır. DKB tedavisinde bazı ruh sağlığı uzmanları, TSSB (travma sonrası stres bozukluğu) tedavi stratejilerini anımsatan tekniklerin kullanmasını önermektedir. Örneğin, güven ortamı içerisinde, destekleyici terapi bağlamında, hastaların, kendilerine yapılan bu korkunç şeylerle hesaplaşabilecekleri beklentisiyle problemlerini tetikleyen travmatik yaşantılara geri dönmeleri istenir. Hipnoz ve yaş gerilemesi (regresyon) teknikleri, DKB için uyarılmış olan belleği toparlamada kullanılır.